Sinüzit Nedir?  

Başımızın yüz bölgesinde 4 adet sağ ve 4 adet sol tarafta olmak üzere toplam 8 adet sinüs bulunmaktadır. 

İçeridekiler

1.Sinüzit belirtileri nelerdir?
2.Sinüzitin nedenleri nelerdir?
3.Hangi hastalıklarla karıştırılabilir?
4.Daha çok kimlerde görülür?
5.Korunma önerileri nelerdir?
6.Sinüzit kişinin hayatını nasıl etkiler?
7.Sinüzit nasıl teşhis edilir?
8.Hangi görüntüleme yöntemlerinden yararlanılır?
9.Hasta öyküsü önemli midir? Teşhisteki yeri nedir?
10.Sinüzitin medikal tedavileri nelerdir?
11.Sinüzit tedavisinde evde yapılabilecek uygulamalar nelerdir?
12.Hangi durumlarda cerrahi gerekir?
13.Hangi cerrahi tedavi seçenekleri mevcuttur?
14.Cerrahide hasta konforunu öne çıkaran özellikte işlem var mıdır?
15.Kovid-19 ve sinüzit ilişkisi var mıdır?
16.Nazal polipler sinüzite neden olur mu?
17.Sinüs kistlerinde cerrahi gerekir mi?

Bunlar alın bölgesindeki frontal sinüsler, gözler arasındaki ön ve arka etmoid sinüsler, yanaklarda gözlerimizin altında bulunan maksiler sinüsler ve geniz bölgesindeki sfenoid sinüslerdir. Burundan alınan hava sinüslerden dolaşarak genize ve oradan akciğere gitmektedir. Nefes alınan havanın nemlenmesini, filtre edilmesini ve vücut ısısı olan 36 dreceye ayarlanmasını sinüsler sağlamaktadır. Sinüslerimizin diğer işlevlerine baktığımızda, başın ağırlığını azaltırlar, sesin rezonansını sağlarlar ve başa önden gelecek olan bir darbede hava yastığı görevini görürler. Herbir yaklaşık bir pinpon topu veya biraz daha küçük boyutta olan sinüslerin buruna açılan ostium denilen delikleri bulunmaktadır. Bu delikler çok büyük olmadıkları (yaklaşık 2-3 mm) için sıklıkla tıkanabilmektedirler. Sinüsün girişi tıkandığında sinüs içinde oluşan sıvılar geniz bölgesine akamaz ve burada birikir. Biriken bu sıvı zamanla iltihaplanarak sinüzite sebep olmaktadır.  

Sinüzitin nedenleri nelerdir?

Sinüzitin nedenleri arasında anatomik yapı bulunmaktadır. Her insanda sinüs kanallarının genişliği ve uzunluğu aynı değildir. Normalde 2-3 mm boyutunda olan bu kanalların daha dar olduğu insanlarda tıkanma daha sık oluşarak sinüzite neden olmaktadır. Alerjiler de sebepler arasındadır. Alerjisi olan kişilerde sinüs kanallarını döşeyen dokular şişer ve ödem yapar bu da sinüs kanallarını tıkamaktadır. Nezle, grip gibi üst solunum yolu enfeksiyonları da sinüs kanallarının tıkanmasına ve sinüzit oluşmasına neden olabilmektedir. Sinüs kanallarının ağzında yer alan çoğu iyi huylu lezyon ve kitleler de sebepler arasında yer almaktadır. Nazal polipler ve inverted popillomlar bu kitlelere örnek verilebilir.  

Belirtiler nelerdir?  

Sinüzitler akut ve kronik olarak 2’ye ayrılmaktadır. Akut sinüzitin belirtileri arasında; yüz bölgesinde ve başta ağrılar, sarı ve yeşil renkli iltihaplı geniz ve burun akıntıları, geniz akıntısı sonucu boğazda problemler ve seste kabalaşma, ateş, halsizlik ve öksürük de bulunmaktadır. Çok ilerleyen sinüzit vakaları tekrarlayan zatürreye yol açabilmektedir. Kronik sinüzitin ise belirtileri azalabilmektedir. Ağrı ve geniz akıntısı az olduğu için hasta fark etmeyebilir. Daha sessiz ilerleyen bir hastalıktır. kronik sinüzitte bir sene de 3-5 kere tekrarlayan sinüzit atakları bulunabilir. Kronik sinüzit akut sinüzite göre daha uzun bir tedavi gerektirebilmektedir. İlaçlarla tamamen düzelemeyebilir ve cerrahi gerekebilir.  

Hangi hastalıklarla karıştırılabilir?  

Nezle, grip gibi üst solunum yolları enfeksiyonları ve baş ağrıları sinüzitle karışabilmektedir.  

Daha çok kimlerde görülür?  

Genelde erişkinlerde görülen bir hastalıktır. 5-6 yaşa kadar çocuklarda sinüsler tam gelişmemiştir. Sinüsleri ufak olduğu için bu yaş grubunda az görünmektedir. Çocukların dezavantajı cok sık üsye geçirmeleri ve özellikle kreşlerde okullarda hijyen kurallarına çok dikkat edemedikleri için sık sık enfeksiyon kapmaları sinüsleri ufak bile olsa sinüzit görünmesine sebep olabilmektedir.  

Korunma önerileri nelerdir? 

Sinüzitin oluşma nedenlerine göre önlemler alınabilmektedir. Kişinin alerjisi varsa sinüsler tıkanıp sinüzite yol açıyorsa kişi alerjiye neden olan durumlardan kaçınarak kendini koruyabilir. Ya da çok fazla üst solunum yolları enfeksiyonu geçiriliyorsa buna karşı önlem alınmalıdır. Üst solumun yolları enfeksiyonu sinüzit için bir zemin hazırlamaktadır. Bu hastalıklardan kaçınmak için kişi bağışıklığını artıracak vitamin ve mineral takviyeleri kullanabilir.  

Sinüzit kişinin hayatını nasıl etkiler 

Akut sinüzit kişiyi bunaltacak işlerinden alıkoyacak bir tabloda seyredebilmektedir. Halsizlik, ateş, ses kısıklığı, öksürük, boğazda ağrı ve akıntı yapması nedeniyle kişinin hayat konforunu bir hayli düşürebilmektedir.  Kronik sinüzit ise sık tekrarlayabileceği ve ilaç tedavisi ile uzun sürede yatıştırılabileceği, zor düzeleceği için yine kişinin yaşam kalitesini ve konforunu düşürmektedir. Bunların dışında hem akut hem kronik sinüzitlerde gözlere ve beyine yayılım olup menenjit, beyin absesi, görme kayıpları gibi komplikasyonlar da görülebilir. Bu durumlarda hayati riskler ve körlük gibi istenmeyen olaylar gelişebilir.  

Sinüzit nasıl teşhis edilir?  

Her hastalıkta olduğu gibi sinüzitte de 1. aşama anamnez yani hasta öyküsünü öğrenmektir. Hastanın şikayetleri, hastalığın ne zamandan beri olduğu, hastaya ne gibi problemler yaşattığı detaylı olarak öğrenilmektedir. 2. aşama fiziki muayene kısmıdır, ucunda kamera olan endoskoplarla yapılmaktadır. Bu muayenede endoskoplarla sinüsün burun içine açılan kanal ağızları ve sinüs akıntıları görülebilmektedir. Teşhis bunlarla da konulamıyorsa radyolojik görüntüle teknikleri devreye girmektedir. Paranazal sinüs tomografisi ile teşhis kesin olarak konulabilmektedir. Çok gerekli olmadıkça tomografi çektirilmemektedir.  

Hangi görüntüleme yöntemlerinden yararlanılır 

Sinüzit tedavisinde tomografi ya da MR gibi görüntüleme teknikleri kullanılabilmektedir ama herkesten istenmemektedir.  Akut sinüzit muayene esnasında anlaşıldığı için ilaçla tedavisine başlanmaktadır ve hastaların %80-90’ı iyileşmektedir.  Eğer hastanın ilaç tedavisine yanıtı yeterli değilse ve düzelmemişse, hasta yılda 2-3 kez sinüzit oluyor ve bunu 3-4 yıldır yaşıyorsa, burun içinde polipler bulunuyorsa ya da bir kitle görülüyorsa bu durumlarda tomografi istenebilmektedir. Genelde çözülemeyen yada cerrahi istenen durumlarda tomografi seçeneği değerlendirilmektedir. Sinüzit ile ilgili durumlarda Tomografi sonucunda kemik doku da görülebildiği için genelde daha çok tercih edilmektedir.    

Hasta öyküsü önemli midir? Teşhisteki yeri nedir?  

Hastanın öyküsü önemlidir ama teşhis koymada yeterli olmayabilmektedir. Hastaların sinüzit olduklarını düşündükleri basagrısı, geniz akıntısı gibi şikayetleri olan birçok vakada sorun sinüzit olmayabilmektedir. Baş ağrıları geniz akıntıları, alerji ve hatta reflüye bağlı birçok şikayet sinüzit sanılabilmektedir.  Dolayısıyla sinizütte hasta öyküsü önemlidir ama tek başına yeterli değildir. Fiziki muayene mutlaka yapılmalıdır.  

Sinüzitin medikal tedavileri nelerdir?  

Özellikle akut sinüzitte ilaç tedavileri uygulanmaktadır. Antibiyotikler ve serum fizyolojik kullanılan ilaçlar arasında yer almaktadır. Burun spreyleri, öksürük ve balgam kesici ilaçlar da tedavide kullanılabilmektedir. Hastanın alerjisi varsa alerji önleyici ilaçlar ve kortizonlu burun spreyleri, polip tablolarında ise yine kortizonlu burun spreyleri ve kortizonlu ilaçlar verilebilmektedir.  

Sinüzit tedavisinde evde yapılabilecek uygulamalar nelerdir?  

Sinüzit tedavisinde evde burun yıkamaları yapılabilir ve bulunulan ortam buharla nemlendirilebilir. Nemli ortam sinüslerin daha kolay boşalmasını sağlamaktadır.  

Hangi aşamada nasıl tedavi edilir?  

Akut sinüzit ve subakut sinüzit dönemlerinde ilaç tedavisi verilmektedir. Hastanın durumuna göre bu ilaçlar bazen hap ve iğne şeklinde bazen de damardan serum şeklinde olabilmektedir. Bu tedavilere cevap vermeyen vakalarda tedavi cerrahi ile yapılabilmektedir.  

Hangi durumlarda cerrahi gerekir?  

Sinüzit artık ilaçlarla tedavi edilemeyecek noktaya gelmişse ve kronikleşmişse bu noktada cerrahiye başvurulmaktadır. Ayrıca sinüslerde bir kitle veya lezyon bulunuyorsa bu mecburen cerrahi gerektirmektedir.  

Hangi cerrahi tedavi seçenekleri mevcuttur? 

Sinüzit cerrahisinde endoskopik sinüs cerrahisi ve balon sinoplasti yöntemleri kullanılmaktadır. Endoskopik sinüs cerrahisi 90’lı yılların başından beri uygulanan bir yöntemdir. Sinüs bölgeleri çok sınırlı ve küçük alanlardır. Göz ve beyin bölgesine çok yakındır. Bu sebeple bu cerrahi yöntemde çok dikkatli olunması gerekmektedir. Endoskopik sinüs cerrahisinde burun içinden kesi yapılarak sinüsler temizlenmektedir. Balon sinoplasti ise 2005 yılından beri uygulanan daha yeni bir yöntemdir. Bu uygulamada herhangi bir kesi yapılmadan kansız bir şekilse sinüsler açılıp temizlenebilmektedir.  

Kronik sinüzitlerin cerrahi tedavisinde (polipler hariç)  başarı oranı cok yüksek olup tekrarlama ihtimali hemen hemen hiç yoktur. 

Cerrahide hasta konforunu öne çıkaran özellikte işlem var mıdır?  

Hasta konforunu öne çıkaran işlemlerden ilki ameliyat sonrası tampon uygulanmamasıdır. Balon sinoplasti yöntemi de yine hasta konforu konusunda büyük avantaj sağlamaktadır. Balon sinoplasti operasyonlarında herhangi bir kesi yapılmadan burun deliğinden bir endoskop yardımıyla sinüs girişleri belirlenmekte ve yine endoskop aracılıyla buraya iletilen balon şişirilerek sinüs kanalları kesi olmadan kansız ve güvenli bir şekilde açılmakta ve sinüsler temizlenmektedir. Bu hem hastaya hem de hekime konfor sağlamaktadır.  

Kovid-19 ve sinüzit ilişkisi var mıdır?  

Kovid-19 belirtileri hala net olarak anlaşılabilmiş değildir. Her insanda başka bir tablo yaratabilmektedir. Bazı hastalarda üst solunum yolları enfeksiyonu gibi başlamaktadır ama bazı hastalarda bu belirtiler hiç olmamaktadır. Dolayısıyla Kovid-19 ve sinüzit arasında bir bağ kurmak doğru değildir.  

Nazal polipler sinüzite neden olur mu?  

Polipler burun içinde veya sinüs boşluklarında meydana gelen üzüm salkımı görünüşlü kitlelerdir. Sinüs içinde oluşan ve sinüs ağızlarını kapatan nazal polipler kronik sinüzitin nedenleri arasında yer almaktadırlar. Yapısal olarak içi sıvı dolu dış tarafta daha sert bir kabuğu olan et parçalarıdır. Medikal ve cerrahi yöntemlerle temizlenebilirler. Eğer tedavi edilmezlerde çok fazla büyüyerek burun deliğinden dışarıya ya da geniz tarafından boğaza doğru da yayılabilirler veya sinüslerin etrafındaki kemikleri eritip göze veya beyine doğru ilerleyebilirler. Polipler hastayı bu şekilde rahatsız ettiği zaman cerrahi yöntemle temizlenebilmektedir. Poliplerin bazı türleri ameliyat sonrası tekrar oluşabilirken kolay tedavi edilen polip türleri de bulunmaktadır. Poliplerin tekrarlama olasılığı her zaman vardır. 

Sinüs kistlerinde cerrahi gerekir mi? 

Kistler özellikle maksiler yani yanaklarda bulunan sinüslerde görülmektedir. Sinüslerdeki kistler genellikle masum kistlerdir. Sinüzite neden olmuyorsa, ağrı ve akıntı yapmıyorsa cerrahi gerektirmeyebilir. Kendi kendine yok olan sinüs kistleri bulunmakla birlikte cerrahi sonrasında yeniden oluşan kistler de bulunabilmektedir.  

1 Yorum

Yorum Yap?n

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir